Lokantacının Oğluna Arabada Götten Verdim!



Lokantacının Oğluna Arabada Götten Verdim! (Sevda 22 Y., Ankara / Türkiye)

Adım Sevda. Ankarada yaşamaktayım. Bir bankada çalışıyorum. Olağan bayağı bir yaşantım var, işten eve evden işe. Aileyle yaşamanın en kötü yanıda bu olsa gerek. Gerçi çoğu akrabam var Ankarada, gezip eğleniyoruz, lakin işte yinede yalnız yaşamak daha güzel olurdu. Tipik bir Türk kadınıyım, esmer, kocaman memeli, kalçalı, şişman çelimsiz arası, düzgün fizikli bir kızım. Yüzüm de güzel. Yani seks anlamında olsun, her alanda kendime ve güzelliğime güvenirim. Bugüne kadar sadece 2 erkekle çıktım ve sadece 1 defa arkadan sikiştim. Fakat çok seviştim yan 2 yılda tekrar tekrar...

Çalıştığım bankanın derhal karşı sokağı cafelerle ve lokantalarla dolu, öğle yemeği aralarında, yada meslek çıkışı evde yemediğim vakit, muhakkak oralara gidiyoruz. Yaklaşık 1 senedir çalışıyorum ve 1 senedir de her daim gittiğimiz bir balık lokantamız var. Artık çoğu kez gittiğimiz için, çalışanlar olsun, patron olsun, tümü bizi tanıyor, hizmette hata etmiyorlardı. Çokta güzel bir mekandı. Tabiki garsonların da tümü birbirinden karizmatik ve yakışıklıydı. Fakat ben yinede kimseye karşı açık olamıyordum, her zaman bir kapalı kutuydum. Lakin dikkatimi çeken birisi vardı ki, kasada oturan dükkan sahibinin büyük oğlu! O Kadar bir yakışıklılığı yoktu, diğer taraftan kilolu denilecek bir erkekti. 30 yaşlarında, iri bir göbeği olan, iri yarı bir erkekti yani. Ama gözleri falan çok güzel yemyeşil, kocaman dudaklı, böyle hafiften de kıllı, lekeli sakallı falan, kaba bir tipi vardı. Normalde şişman erkek sevmem, ama bu kişi bana çok olağandışı geliyordu, her gelişimde güler yüzü, ‘Seni bir siksem!’ gibi bakışlarıyla beni kendine çekiyordu sözde. Ama ben kimseyle yaklaşmak istemediğimden olsa gerek, o da kilolu olduğundan ve yakışıklı olmadığını düşündüğünden olsa gerek, yalnızca devlete ait muhabbetler dıştan hiç konuşmuyorduk. Fakat ikimizin de birbirini arzuladığı tuhaf bir şekilde açıktı...

Birgün yine iş çıkışı annemlerin evde olmadığı bir gün oraya gittim. Oturdum, yemeğimi filan söyledim. Pek kimseler yoktu, yalnızca benim masam ve karşı köşede bir masa vardı. O yeniden kasada oturuyordu ve gözleri el altından yine üzerimdeydi. Dışarısı buz gibiydi. Biliyorsunuz bu kış soğuk geçti, heleki Ankarada. Neyse, çorbamı içtim, salatamı balığımı yedim, yine kasaya geldim, bakışarak (göz göze sikişerek desem daha dürüst olur!) hesabımı ödedim ve çıktım. Yalnız tek bir dolmuş bile durmadı, tam 25 dakika dolmuş bekledim. Dolmuş, otobüs tümü dolu, yada durmuyordu. Taksiler de, buzlanma fazla kötü, trafik yoğun diye, ya transit geçiyor, yada dolu oluyordu. Delirecektim. Babamı aradım. “Sincandayız kızım, gelmem 1 saati bulur, bir şekilde oyalan oralarda, gelebilirsen de gelirsin!” dedi ...

Herşeye sinirlenerek ve söylenerek tekrar lokantaya girdim ve oturdum. İçeri girerkende o kasadaydı yine. Yorumlama yapma gereği duydum, “Görüyosunuz şehrin halini, otomobil taksi dolmuş kıtlığı var yarı!” dedim. Gülerek, “Evet biliyorum, bilmezmiyim! Eğer izin ederseniz ben sizi bırakırım, daha geçen hafta zincirimi taktırdım, bakımı da bütün aracımın, hem zaten ben de çıkıyordum!” dedi. Hık mık etsem de, utana sıkıla, “Valla olur aslında, sıkıntı olmasın?” dedim. “Ne zahmeti, sürekli müşterimizsiniz, lafı bile olmaz, buyurun!” dedi. Ben önden, o arkamdan çıktık ve arabasına gittik. Lakin asla birazdan anlatacaklarımı yaşayabileceğimizi düşünmemiştim...

Araca bindik, yola çıktık. Bir yerden sonra yollar tıkandı. Bekle bekle açılmaz. Hiç konuşmuyorduk. bu vesileyle hava karardı. Korkmuyordum, ama çekiniyordum açıkcası. O da farketmiş olacak ki, “Çekinmenize hiç gerek değil, bakımlı olun lütfen, iki arkadaşız gibi farzedin!” dedi, gülümsedim. Birilerini aradı, yolların kapalı olduğunu söyledi, bizim eve en yakın nereden gidebileceğini filan sordu. Arkadaşı da tasvir etti, o tarafa dürüst gittik. Orda da araç çamura saplandı. Akşamın karanlığında, ortada ne bir vasıta vardı, ne de kimseler. İçimden, Tanrım, ne oluyoruz, yabancı birinin aracına binersem olacağı bu! dedim. Neyse arabaya bindik yine, bir arkadaşını aradı ve çamura saplandığımızı, yardım için gelmelerini söyledi. Benden de çok çok özür diledi. Ben de, “Sizin ne suçunuz var, havalar kötü!” filan dedim.

Arabanın içinde oturduk kaldık. Sepsessiz bir ortamdı. Onun nefes alış verişleri, birazda kilosundan dolayı hızlıyken, yarı dahada hızlanmıştı. Kaçamak bakışlarımız vardı. Ve aniden bana ansızın, “Fazla hoş bir bayansınız, bunu söylemeden yapamıycam!” dedi. Utandım, “Siz de!” dedim. “Sahi mi?” dedi. “Evet!” dedim ve güldüm. Yani o anki ruh halimi size anlatamam, normalde cinsel anlamda filan fazla çekingenimdir, ama o lahza kendimi bir bayan gibi hissettim, erkeği her tarafta çıkartması gereken bir kadınsı gibi ve gözlerimi adamın yüzüne diktim, böyle vardır ya etkileyici bakışlar. Adamın elindeki sigara külü heyecandan gömleğine hafıza irkildi. Ben de, “Ayy birşey oldu mu?” diye sıçrayıp elimi gömleğine götürünce, film koptu, nefes alıp verişi en ince ayrıntısına kadar arttı. Ben de kendimi bırakıverdim ve yapıştım dudaklarına...

Aman Tanrım, o nasıl bir öpüşmedir! Adam resmen dudaklarımı dudaklarıyla sikti. Güya 100 yıldır öpüşmüyordu. aniden çekildim ve “Ne yapıyorum ben ya, ben bu olamam, böyle biri değilim!” dediğimde, “Ben nasıl birisin biliyorum, 1 senedir gözlemliyorum, hoş gürültüsüz ve iyi bir kızsın, seni arzuluyorum hep, hoşlanıyorum senden, devam et neolur!” dedi. Birazcık yüzüne bakıp her yerde yapıştım dudaklarına. Şoför koltuğunu ayrıntılarıyla kaplamıştı zaten göbeği. Montumu çıkarıp arkaya attım, saçlarımı açtım ve üstümdeki tek parça uzun kışlık elbisemi çıkardım bir anda. Onun küçük inlemeleri ve mest oluşuyla dahada azmıştım. Taytım ve südyenimle kucağına oturdum. Sepsert olmuştu siki, hissediyordum. Kulağına, “İndir pantolonunu!” dedim ve indirdi aniden. Gömleğininin düğmelerini de bir bir çözdüm. İçindeki atletini öpüşerek çıkarıp arkaya attım. Bende südyen külot, onda da yalnızca külot kaldı. İnanamıyordum, fakat dur diyemiyordum, kendime de ona da...

Benim koltuğumu arkaya yatırdı, dümdüz yaptı ve ben uzandım, zaten minik tefeğim. Öpüşürken göbeğimden amıma indiğinde çıldırmıştım. Dile kolay, 1 seneden fazladır sikişmedim, sevişmedim. O Kadar bir yalamaya başladı oysa amımı, içini dışını vakumluyordu. “Fazla nefis, inanılmaz, mükemmel!” falan diyor, beni delirtiyordu. hiç durmaksızın inanın 10 dakika, nefessiz kalana değin yaladı amımı ve ben saçlarını çeke çeke ve onu amıma bastırarak boşaldım. Baştan öpüşmeye başladık. Bu sırada o geri koltuğuna çekildi, o göbeğinin altındaki iri başlı sikine resmen saldırdım. Böylece bir emmişim ki, ben emerken o, “Ohhh isteyerek azgın azgın yapıyorsun hissediyorum, ölecem zevkten, ohhhhh!” diyordu. 10-15 dakika durmaksızın ben de onu emdim. “Geliyorum!” dediği anda hepsini yutttum. Lakin daha dimdikti siki...

Kucağına oturdum ve sikini amıma sürtmeye başladım. “Bakireyim fakat, neyapcaz?” :( dedim. “Götten verdin mi yavrum hiç?” dedi. Yalan söyledim, “Hayır yapmadım, yapmam da!” filan dedim. Beni ikna etti :) Ben kendi koltuğumda kapıya bakacak şekilde uzandım, o da arkamdan çeper zorlama yanaştı ve götümü am sularımla ıslattı. Sikini götüme sürtmeye başladığında ikimizde de film kopmuştu. Çeper zor girecekti biliyorum, fakat istiyordum. Götüme yavaş yavaş sokarken inim inim inliyordu. Sonradan bir anda geçiriverdi hepsini. Resmen yaş geldi gözümden. Birazcık pek kaldıktan daha sonra git gele başladı. Manyak gibi sikiyordu, durmaksızın, göbeği götüme çarpa çarpa. Parmaklarını emiyordum. Şak şak şak sesleri, o sikişmenin hazzı, acı, haz, 20 dakika dek gidip geldi seri ve yavaş şekilde. daha sonra sona yaklaştığında, amımı da okşayarak, keza beni getirtti eline, hemde götümün içine resmi olarak yarım bardak fışkırttı...

Öylece kaldı arkamda. İkimiz de nefes nefeseydik. Bir zaman daha sonra toparlanıp, kikirdeşerek giyindik. Bir sigara yaktı, “Muhteşemdin! Ben uzun süredir böyle sikişmemiştim!” dedi. Sonra kimse gelmeden azıcık öpüşüp, tekrar ağzıma aldım sikini, her tarafta boşalttım onu. Sonradan da arkadaşları geldi. Yeniden biz devlete ait bir şekilde ayrıldık, evime bıraktı beni, teşekkür ettim.

Bu olay Ocak ayının başında olmuştu. Şimdilerde fazla sık gitmiyorum restoranta. Yani daha ilk seferde sikiştim onunla, hatalı düşünsün istemem hakkımda. Ama aralıksız olarak msj atıp arıyor beni, hoşlanıyormuş benden, sevgii edinmek istiyormuş. Açıkcası kendimce de hoş bir erkek, ben de isterim, ama azıcık yalvartmak lüzumlu, daha sonra kendimi yine kollarına atacağım :)

Sevda




Yorumlar